T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / KADIKÖY - Hayrullah Kefoğlu Anadolu Lisesi

İzmir-Efes -Pamukkale Gezisi

Etkinlikle ilgili fotoğrafları görmek için tıklayınız...

 

Öğrenci Görüşleri

 

25 Nisan gecesi güzel semtimiz Bostancıdan düştük yollara ...

Gece dolunayla birlikte seyir halindeyken 3-4 saat sonra otobüsümüz bizi bekletmeye karar verdi, mecburduk bekledik problem kayışdaymış, ıssız bir park alanında usta şöförümüz Barbaros abi ve karga lakaplı ikinci şöförümüz sıkıntıyı giderdi.Sonra yolumuza devam ettik. Susurlukta tost ve ayran eşliğinde mola verdik. Sabahın ilk saatlerinde Bornovadaydık.Ege Üniversitesi´nin kampüsünde kahvaltı ettik.Kahvaltıda boyoz ve meyve suyu vardı. İlk defa boyoz yedim ve kesinlikle tavsiye ederim. Ardından üniversiteyi gezdik. Çok büyük ve düz bir araziye sahip olan kampüs biraz eski olsa da ihtişamını koruyordu.Tek bir kampüste bulunan nadir üniversitelerden biriydi. Öğlen Alsancaktaydık. Kordonda kumru bulabilen nadir insanlardan biriydim. Bir çok arkadaşımız indiğimiz yere yakın cafeleri tercih ettiler dolayısıyla kumrunun tadını keşfedemediler.Sahilde yürüdük.Deniz çok dalgalıydı ama havanın rüzgarlı olması bizi bunaltmadı.İlerleyen saatlerde Dario Moreno sokağında bir asansöre bindik. Asansörde tabiki hepimizin bildiği Moreno´nun şarkısı Deniz ve Mehtap çalıyordu. Aynı zamanda semte ismini veren bu asansör 58 metre uzunluğunda 1907´de musevi iş adamı Lesim Levi tarafından birbirleri arasında yükseklik farkının çok fazla olduğu Mithat Paşa ve Halil Rıfat Paşa caddeleri arasındaki ulaşımı kolaylaştırmak için yaptırılmış.Tepede gözünüze ilk takılan masmavi denizdi. Sahilden baktığınızda pek fark edilmeyen tepeden bariz fark edilen binaların yarattığı görüntü kirliliği manzarayı mahvetmeye yetmiyordu. Bir sonraki durağımız Konak Meydanı ve Kuşadasıydı.Otele yerleştikten sonra gece vakit geçirmek için hep birlikte merkeze gittik.Kültürel etkinliklerimize gecede devam ettik.Sahip olduğumuz serbest zamanda sahilde ve çok hoş mekanlarda eğlendik.Geceyarısı son midyelerimizi yedikten sonra merkezden hep birlikte söylediğimiz şarkılar ve danslar eşliğinde otele döndük.Otelde lobide ve odalarımızda sohbet ettik , çeşitli kart oyunları oynadık .İlk gün sona ermişti. Sabah erkenden kahvaltımızı edip Efes´e gittik.Efes antik kenti bugüne kadar bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir kent.Çok çok eski yüzyıllarda yaşanılmasına rağmen çok iyi şehirplanlaması ve gelişmiş yapıların olması ilginçti.Ancak güneş çok yakıcıydı , yanıklara sebep oldu. Sonra Meryem Ana evine gittik. Mistik bir ortamdı.Ardıdan Şirinceye gittik.Eski evleriyle şaraplarıyla ve Egede her yerde gördüğümüz samimi ve dürüst insanlarıyla tanıştık.Bir çok mekanda şarapları tattık. Sonra daha önceden bir arkadaşımızın tavsiye ettiği Kıvırcık Amcanın dükkanına gittik.Tavsiye üzerine geldiğimizi duyunca okadar sevindi ki bizi sanki kendi misafiriymişiz gibi ağırladı ilgendi ve bilgilendirdi. Otele gittik. Havuz ve akşam yemeğinden sonra tekrar Kuşadası gecelerine yol aldık.Bir önceki gece gibi çok eğlendik.Otele döndüğümüzde yine oyunlar oynadık. Sabahleyin gezideki son kahvaltımızı ettik. Valizlerimizi toplayıp Pamukkale ve dönüş yoluna koyulduk .Yolda biraz uyuduktan sonra her çeşit şarkı ve danstan sonra geldik halaya uzun bir süre halay çektikten sonra Pamukaleye varmıştık. Hierapolisi gezdikten sonra travertenlerin üzerinde yürüdük.Dünyada ülkemiz dışında sadece 2 ülkede daha bulunan bu doğal güzellik hepimizi hayrete düşürmüştü.Sanki heryere kar yağmış yada her taraf pamuk gibiydi. Malasef dönüş yoluna geçmiştik artık rotamız İstanbuldu. Hepimiz daha fazla kalmak istiyorduk ki ne kadar kalsak doymayacaktık tatile. Her dakikası farklı bir olayla,sohbetle,oyunla,mutlulukla geçen gezimizin son yolculuğuna gelmiştik.Son yolculuğumuza hocalarımızın ilk defa hazırladığı bi oyunla başladık.Film müzikleri oyunu oynayacaktık. Şömler ve Fışçılar olarak ikiye ayrıldık.Ben Fışçılardandım.Oyun film müziklerini bulup ilk söyleme üzerineydi doğal olarak. Bu oyunda da çok eğlendik.Kaybeden grup,yani Şömler,kazanan Fışçılara mola yerinde lokum almak durumunda kaldılar.Moladan sonra tüm otobüs lokumlarımızı afiyetle yedik ve geriye kalan yol boyunca tüm arkadaşlarımızla sohbet ettik.12´de İstanbula geldik. Arkadaşlarımızla vedalaştıktan sonra tekrar evlerimize döndük.Samimiyetle söyleyebilirim ki geçirdiğim en iyi gezilerden biriydi.Umarım yine arkadaşlarımla böyle güzel gezilere katılır ve çok eğlenebiliriz.                                                                                                                    

Emre Gündüz 11-B  

 

 

HKAL GEZİ CLUB İFTİHARLA SUNAR!

Öncelikle şunu söylemeliyim ki on senelik eğitim öğretim hayatımda katıldığım en ama en güzel geziydi İzmir-Kuşadası-Efes-Pamukkale gezisi. Bu programı ayarlayan ve ilgilerini, sevgilerini üzerimizden asla eksik etmeyen öğretmenlerime teşekkürü borç bilirim.

Şimdi herkesin bu kadar eğlendiği  bu  gezide neler yaptığımıza, neler yaşadığımıza bir göz atalım.

1.GÜN

25 Nisan perşembe gecesi  saat on iki sularında gezi otobüslerimizin her zaman kalktığı yere gittik. Bavullarımızı yerleştirip ailelerimizle vedalaştıktan sonra yolculuk maratonuna başladık. O gece herkes -okula gitmenin yorgunluğundan olsa gerek- uyudu. Ya da uyumadılar ama ben tam olarak altı saat uyuduğum için hatırlayamıyorum  J 6 saat uyudum çünkü otobüslerimiz çok rahat ve çok lükstü. Umarım diğer gezilere de bu otobüsle gideriz. Neyse, yolculuğumuz sırasında saat dörtte otobüsümüz arızalandı ama cesur şoförümüz Barbaros abi tüm soğukkanlılığını koruyarak olaya müdahale etti.  Çok mühim bir şey değildi zaten 15-20 dakika içerisinde tekrar yola koyulduk.  Gözümü açtığımda saat sekiz olmuştu ve İzmir Ege Üniversitesi'ne gelmiştik. Rehberimiz Duygu Abla ve arkadaşları bize kahvaltımız için İzmir'in meşhur böreği boyozdan verdiler. Boyozu tarif edeyim;  kürt böreğinin pudra şekersiz hali  J Ama hakkını vermek gerek tadı çok güzeldi. Herkes  birer boyoz birer poğaça yedi ve Ege Üniveristesi'nde dolaşmaya başladık. Başımızda Elçin abla vardı, bize her yeri tanıttı. Ege Üniversitesi'ni çok kalabalık olduğu için pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim.  Üniversiteden sonra Kordon'a gittik. Ben, Berat,İlkay ve Yıldız beraberce Burqers adlı mekanda hamburger yedik. Kordon'a giderseniz orda yemenizi tavsiye ederim. Kordon'da sahilde dolaşırken tavşancı abi bizi yakaladı ve ben tavşanlardan birini tutma gafletinde bulundum. Abi bir anda tavşana kağıt çektirdi, Yıldız'la neye uğradığımızı şaşırdık. Çekilen kağıtta geleceğimiz hakkında bir şeyler yazıyordu ve bu bize tam olarak 10 TL ye patladı. Şimdi yol boyunca İlkay ve Berat'ın 10 TL'yi bir tavşana nasıl verdiğimizi tartışmalarını dinlemek zorunda kalacaktık...

Kordondan sonra İzmir'in bilindik yerleri olan asansör ve saat kulesine gittik, fotoğraflar çekildik. Hepimiz çok yorulduğumuz için saat altıda otelimize geldik. Kuşadası'nda 3 yıldızlı bir oteldi. Otelimizin pek güzel olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama bu kadar ucuza gidebileceğimiz en iyi otel olduğunu söyleyebilirim. Akşam yemeğinden sonra Kuşadası'nın merkezine gittik ve bize tanınan iki buçuk saati bireysel olarak geçirdik. Efes maçını izleyip tatlılar yedik. Dönüşte şarkılar söyleyip eğlendik. Otele geldiğimizde yorgunluktan hemen uyuyakaldığımı hatırlıyorum.

2.GÜN

Sabah yedi buçukta uyandık, kahvaltımızı yapıp yola koyulduk. Gezilecek o kadar çok yer vardı ki... İlk önce Efes Antik kentine gittik. Duygu abla bize her yeri anlattı. Hava çok sıcaktı bir an eriyeceğimi sandım.  Efes antik kentindeyken cilalı taş devrinde yaşamış olan bu uygarlığın ne kadar harika şeyler yaptığını düşündüm. O kadar eski dönemde yaşamış olmalarına rağmen kocaman bir tiyatroları ve kütüphaneleri vardı. Efes'ten sonra tüm dinler için kutsal sayılan Meryem Ana evine gittik. Çeşmeden su içip, dilek diledik. Çok güzel bir mekandı, ağaçlar gölge yaptığı için serindi. Hararetimizi üstümüzden atıp Şirince'ye doğru yola koyulduk. Şirince şuana kadar gördüğüm en sakin yerdi. İleride orda yaşamayı çok isterim. İnsanın ordayken oturduğu yerde mutlu olası geliyor  J Bence bu nedenden dolayı orada kıyamet olmaz dediler.

Şirince'ye geldiğimizde hepimiz çok acıkmış olmalıyız ki hemen yemek yedik.  Yemekten sonra Şirince'nin meşhur meyve şaraplarından tattık. Ben en çok karadutlusunu ve dağ çileklisini beğendim. Herkese tavsiye ederim, fiyatları da çok uygundu. Saat altı gibi otele döndük. Döndüğümüzde Fransızlarında otele geldiğini gördük. Sanırım o an Fransızca derslerine yeterince ilgi göstermediğimiz için çok ama çok pişman olduk  L Bazılarımız üstlerini çıkartıp hemen havuza girdiler, güzel vakit geçirdiler. Ben bikinimi getirmediğim için giremedim  L Daha sonra hazırlanıp akşam yemeğine indik. Yemekten sonra tekrar Kuşadası merkezine gittik. Bir kafede oturup konuştuk ve bize verilen bu iki saatlik bireysel süreyi çoook iyi değerlendirdik. O akşam çok eğlendiğimi hatırlıyorum. Hepimiz beraberdik ve arkadaşlarımı daha yakından tanıma fırsatı edindim. Otele döndüğümüzde yine ayrılmadık,  lobide oturup konuştuk. Fransız bir arkadaşa 'Quel age as tu?' dedim ve on sekiz yaşında olduğunu öğrendim! Hehe J Sonra Gökçe ve Şevval'le biraz daha takıldık, dedikodu yaptık. :P Odama  gidip valizimi hazırladım, tam uyuyacakken Hatice hocamız odamızı kontrole geldi. Anlayacağınız sıkı denetim vardı J  Sanırım uyuduğumda saat iki olmuştu.

3.GÜN

Bugün erkenden uyanmak zorunda kaldık. Saat yedide tüm odaların telefonu çaldı ve hepimiz yedi buçukta kahvaltımızı yaptık. Erkenden Pamukkale için yola çıktık. Yolda şarkılar söyledik, halaylar çektik, çok eğlendik. Pamukkale'ye geldiğimizde travertenlerin üstünde yürüdük, fotoğraflar çekildik. Pamukkale'de bir tesiste açık büfe öğlen yemeği yedik ve sonrasında İstanbul'a dönmek için yola koyulduk. Yolda oyunlar oynadık, sohbet ettik, uyuduk. Dolu dolu geçen üç günümüzü değerlendirdik. Yolda oynadığımız oyunda iki takım olduk, film müziklerini tahmin etmeye çalıştık. Şömler Fışçılar'a karşıydı J Oyunu Şömler kaybetti ve Fışçılar'a lokum almak zorunda kaldı J Çok eğlenceli geçen bir yolculuktu. Saat on ikide Bostancı'ya otobüslere bindiğimiz yere geldik. Ailelerimiz bizi almaya gelmişti ve gezimiz de sona ermişti.

Sabah uyandığımda hala kendimi çok mutlu hissediyordum, yorgun ama mutlu. J Arkadaşlarımla geçen bu üç günü unutacağımı hiç sanmıyorum. Bize böyle, güzel bir gezi programı hazırladıkları için Gezi Club öğretmenlerimize tekrardan çok teşekkür ediyorum. Kalmalı gezilerin devamını bekliyorumJ

Melis Delal Demirel  10-A

     

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 05.05.2013 - Güncelleme: 23.12.2019 06:03 - Görüntülenme: 655
  Beğen | 0  kişi beğendi